Meyvedeki Sağlık

SAĞLIK MEYVESİ KİVİ

Kivi meyveleri zengin ve dengeli besin içeriği yönünden dikkat çekmekte olup, bu içeriği nedeniyle sağlık meyvesi olarak da adlandırılmaktadır.

Kivi birçok besin maddesini yeterli ve dengeli düzeyde içermektedir. Kivi C vitamini başta olmak üzere vitaminler ve mineral maddelerce zengin bir meyve türüdür. 90 gram ağırlığındaki bir kivi meyvesi, bir insanın günlük alması gereken C ve A vitamini ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilmektedir. Kivi yüksek besin içeriği yanında düşük (66 kalori/100gram meyve) kalorili olmasıyla da dikkati çekmektedir.

Kivinin sağlık üzerine etkilerini ortaya koyan çeşitli araştırmalar bulunmaktadır. Bu araştırmaların sonuçlarına göre: kivinin sahip olduğu içeriği ve lif bakımından zenginliğiyle kanser (özellikle de mide, kalın bağırsak ve yemek borusu kanserlerinin) oluşumunu önlediği; nefes açıcı özelliği nedeniyle astım ve öksürük tedavisinde kullanılabileceği; kalp ve damar hastalıklarıyla hipertansiyon ve hepatit’in kontrolünde etkili olduğu; kanı incelttiği ve kandaki yağ düzeyini düşürdüğü; sindirimi kolaylaştırdığı; kivideki vitaminlerin ölü dokuyu temizlemesi nedeniyle kivin cilt sağlığı ve güzelliği için maske olarak kullanılabileceği; kivinin besinlerinin DNA'yı koruduğu; antioksidan özelliğinin olduğu; kan şekeri kontrolü için yararlı olduğu ve uyku kalitesini arttırdığı bildirilmektedir.

Kivi sert olarak toplandığından hasattan sonra olgunlaştırıldıoktan sonra tüketilmesi gerekmektedir. Olgunlaştırılan kivilerde iki parmakla hafifçe bastırıldığında meyvedeki yumuşama hissedilebiliyorsa meyve yeme olgunluğuna ulaşmış demektir. Ev şartlarında olgunlaştırma için, poşet içindeki 1kg kivinin arasına 1-2 adet elmayı koyup, poşetin kapalı olarak oda sıcaklığında 3-7 gün bekletilmesi yeterli olmaktadır.

Günümüzde yaygın olarak görülen birçok hastalığın tedavisi için farklı meyve türlerinin tüketilmesi önerilmektedir. Hatta bazı insanlar meyve ve sebzeleri besin olmaktan çok ilaç niyetiyle tüketmektedirler.

Sağlıklı gelişim ve yaşam için hangi meyvede hangi besinlerin olduğunu sorgulamak yerine farklı türleri tüketmeyi alışkanlık haline getirmek gerekmektedir. Bu amaçla tüketim listemizde yeralması gereken meyve türlerinden bir tanesi de kivi olmalıdır.

Prof. Dr. Muharrem ÖZCAN

Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Ziraat Fakültesi
Bahçe Bitkileri Bölümü, Samsun

NİÇİN MUHAFAZA

Meyve ve sebzeler yılın belli dönemlerine üretilen ve pazara gönderilen ürünlerdir. Tür ve çeşitlere göre pazarda kalma süreleri kısıtlı olmaktadır. İnsanların tüketim alışkanlıklarında tarım ürünlerini ihtiyaçtan fazlasını almadıkları görülmektedir. Bu nedenle, fazla ürünü pazara yığmak yerine, talep düzeyinde ürünü pazara sunmak, talep fazlasını ise muhafaza ederek ürünün pazara sunma süresini uzatmak hedeflenmelidir.

Meyve ve sebzelerin en önemli özelliği hasattan sonrada yaşamlarını sürdürmeleri yani solumun yapmalarıdır. Ağaç/bitki üzerindeyken solunum yoluyla harcadıklarını alan bu ürünler, hasattan sonra solunum yoluyla harcadıkları besin öğelerinin yerini dolduramamaktadırlar. Bu durum insanlar içinde besin niteliği olan ürün içeriğinin azalmasına neden olmaktadır.

Meyve ve sebzelerin daha uzun süre ve daha kaliteli olarak tüketiciye sunulmasında karşımıza iki yol çıkmaktadır. Bunlardan birincisi ürünü dondurarak, işleyerek vb uygulamalarla pazarlanma süresini uzatmak, ikincisi ürünün solunumunu yavaşlatarak kalite kayıplarını azaltmaktır. Birinci yolun uygulaması ürünleri gıda sanayisine hammadde olarak sunmak ve ikinci yolun uygulaması ise soğukta muhafaza tekniğidir.

Muhafaza ürünlerin hasat sonrasındaki ömürlerini uzatmak amacıyla ürünleri kalitelerini koruyacak veya kalite kayıplarını enaza indirecek ortamlarda bekletilmesi işlemidir. Diğer bir ifadeyle muhafaza, tüketiciye bir ürünü daha uzun bir sürede ve kaliteli olarak sunabilmeyi amaçlamaktadır. Bu uygulamalarla, insan sağlığı üzerine ve aynı zamanda toplumun sağlıklı bireylerden oluşmasına olumlu katkılar yapılmaktadır. Ürünlerin daha uzun sürede ve çok farklı pazarlarda sunulabilmesi çiftçilerin tarım sektöründe kalmalarını da teşvik etmektedir.

Prof. Dr. Muharrem ÖZCAN

Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Ziraat Fakültesi
Bahçe Bitkileri Bölümü, Samsun

MUZ

Muz özellikle mideye çok faydalıdır. Mideyi güçlendirir ve koruyucu etkilerinden dolayı, ülser ve gastrit rahatsızlığı olanlara çok iyi gelir. Kabızlığı giderir. Böbrek iltihabı ve bağırsak hastalıklarında da yararlıdır. Kandaki kolesterol oranını düşüren muz, kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Rahatlatıcı etkileri ile stresi azaltır ve tansiyonu düşürür. Adet sancılarını azaltır. Vücudun ve beynin yorgunluğunu giderir. Enerji verir. Hastaların iyileşmesini hızlandırır. Kemik gelişimini destekler. Krampları engeller. Öksürüğe ve göğüs ağrılarına iyi gelir.

Muz Nasıl Kullanılır? Muz taze olarak yenmesinin yanında, yüz ve cilt bakımında da sıklıkla kullanılır. Cildi besler ve temizler. Muz, limon suyu ile merhem haline getirilip egzama üzerine sürülürse faydası görülür. Tam olgunlaşmamış olan muzun hazmı biraz zor oluğundan muzu olgun olarak yemek gerekir. Ülkemizde muz taze olarak tüketilirken muzun anavatanı olan ülkelerde kızartması da yapılmaktadır.

Besleyici değerlerinin yanında cilt ve yüz bakımı için de kullanılan muz cildi besler ve temizler. Limon suyu ile karıştırılıp egzama olan bölgeye sürülürse faydası görülecektir.

KİVİ

Muz özellikle mideye çok faydalıdır. Mideyi güçlendirir ve koruyucu etkilerinden dolayı, ülser ve gastrit rahatsızlığı olanlara çok iyi gelir. Kabızlığı giderir. Böbrek iltihabı ve bağırsak hastalıklarında da yararlıdır. Kandaki kolesterol oranını düşüren muz, kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Rahatlatıcı etkileri ile stresi azaltır ve tansiyonu düşürür. Adet sancılarını azaltır. Vücudun ve beynin yorgunluğunu giderir. Enerji verir. Hastaların iyileşmesini hızlandırır. Kemik gelişimini destekler. Krampları engeller. Öksürüğe ve göğüs ağrılarına iyi gelir.

Muz Nasıl Kullanılır? Muz taze olarak yenmesinin yanında, yüz ve cilt bakımında da sıklıkla kullanılır. Cildi besler ve temizler. Muz, limon suyu ile merhem haline getirilip egzama üzerine sürülürse faydası görülür. Tam olgunlaşmamış olan muzun hazmı biraz zor oluğundan muzu olgun olarak yemek gerekir. Ülkemizde muz taze olarak tüketilirken muzun anavatanı olan ülkelerde kızartması da yapılmaktadır.

Besleyici değerlerinin yanında cilt ve yüz bakımı için de kullanılan muz cildi besler ve temizler. Limon suyu ile karıştırılıp egzama olan bölgeye sürülürse faydası görülecektir.

ANANAS

160 ml'lik bardakta: 66 kalori

Ananasta da gene hatırı sayılır miktarda C vitamini var. Ancak bunun yanı sıra, bromelain adlı enzimi de içeriyor. Bu, sindirime yardımcı oluyor, sinüziti azaltıyor, kas incinmesi ve ağrıları, gerilmeler ve burkulma gibi ufak çaplı incinmeleri iyileştiriyor.

Araştırmalar, bromelainin şişmeleri, morarmaları ve doğumdan sonra operasyon geçiren kadınlarda ağrıyı azaltmada da etkili olduğunu gösteriyor. Bazı çalışmalarda da bromelainin anjin, astım ve bronşitin olumsuz etkilerini azalttığı saptanmış.